Bilenler bilir, başka iş yapamayanların paralı olanları müteahhit, olmayanları emlakçı olur bu ülkede. Bu arada da olan bu işi layığıyla yapmaya çalışan siz biz gibi kişilere olur. Daha önce gayrimenkul danışmanı ve emlakçı arasındaki fark adlı yazımda da buna örnek göstermiştim. Bugün Banu’nun başından geçenler bunun çok çirkin ikinci bir örneği.
Etiket: Ev Almak
Geçenlerde sormuştum, ‘Sizce hangi evi almalı?’… Kafası karışmış genç bir çifte karar aşamasında yardımcı olmaya çalışıyordum.
Bu arkadaşlar yaklaşık 1,5 senedir ev arıyorlardı ve sonunda seçeneklerini 2’ye indirmişlerdi. Kendileri için doğru olan kararı verip 3+1 daireyi seçtiklerini bildirmelerine rağmen, yaklaşık 1 hafta sonra tekrar karar değiştirip evi almaktan vazgeçtiler!!!
Ev almak zor bir süreç. İşin maddi boyutunun büyüklüğü haricinde bir de psikolojik yükü var. Yanlış bir karar onbinlerce TL kaybetmeye yol açabileceği gibi, evdeki huzuru da kaçırabiliyor.
Son 2 sene içerisinde ev almaya karar verip 3-4 gün içerisinde vazgeçen 5 müşterim oldu. Niye karar değiştirdiler genelde bilemiyoruz, en azından gerçek sebebi bilemiyoruz ama sanırım verdikleri kararın maddi ve manevi yükü altında eziliyorlar ve çözüm olarak kaçışı buluyorlar.
Dolaptan süt çıkardığınızda bir koklama ile bozuk olduğunu anlayabildiğiniz gibi, kendi maddi ve manevi durumunuza da bir koklama testi uygulayarak gerçekten ev almaya hazır olup olmadığınızı anlayabilirsiniz. Örneğin;
– Eve giren para ile anca kredi kartı borçlarınızı ödeyebiliyorsanız,
– Bütçeniz 1+1 veya 2+1 daireye yetiyor ama eşiniz müstakil villa istiyorsa,
– Siz veya eşinizin iş kaybı durumunda kötü günleri geçirmenize yardımcı olacak en az 1 senelik bir birikiminiz yoksa,
– Neyin değerli neyin pahalı olduğunu ayırt edemiyorsanız,
henüz ev almaya hazır değilsiniz demektir.
Burada ve evlenmeuniversitesi.com sayfasında kendi deneyimlerini paylaşan genç ev sahiplerinin başlarından geçenleri okumanız çok sağlam bir ilk adım olacaktır.
‘Peki ev almaya karar verdim, nereden başlayacağım?’ diyorsanız, ilk adım burası…
Çevremizdeki şeylerin değerinden daha çok fiyatına önem verdiğimiz için, hayatımızı güzelleştirecek fırsatları bazen etiketi yüzünden kaçırabiliyoruz.
Geçen hafta facebook emlakgurmesi grubunda bir hesap paylaştım; 2+1 normal ebatlarda bir daire yaklaşık 95.000 kilo çekiyor… Demir, beton, tuğla, sıva, parke, seramik vs… dahil.
Şimdi, günlük hayatınızda tükettiğiniz şeyleri düşünün. Bunlardan hangisinden 95.000 kilo alsanız kaç para eder, ne kadar sürer, kullandıktan sonra geri satabilir misiniz? Ekmek, domates, çikolata, su, tavuk, et, kazandibi, dondurma, sigara vs…
Belki bunlardan hayat boyu 95.000 kilo tüketmeyeceksiniz ama yine de bir evin fiyatı ucuz mu pahalı mı acaba diye düşünürken farklı bir açıdan bakmanıza yardımcı olacaktır.
Tabii bir de, kilo hesabı yapamayacağımız soyut değerler var. Yeşim’in söylediği gibi, komşuların düzgünlüğü, evin huzuru, havasının temizliği, vs… Bir parça çikolata sizi 10 dakika mutlu edecektir; düzgün komşularınızın olduğu, nezih bir muhitte, ferah bir ev ise sizi ve ailenizi yıllarca… Şimdi buna kaç para demek lazım? 2.5 TL’lik çikolata 10 dakika mutlu ediyor, yani dakikası 25 kuruş. 10 sene mutlu mutlu yaşayacağınız bir evin dakikasına 25 kuruş verseniz, 1.300.000 TL eder!!!
Buevkacpara.com yarışmamız devam ediyor. Son katılım 8 Temmuz Cuma!
150.000 TL ciksa naparsiniz?
Yarışmamız bitti, neredeyse savas çıkacaktı! Kazananlar ve cevaplar için 150binliranolsa.com sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
En cok oy alan cevapların pek zeka pırıltısı yok!
Cogunluk ev satın almak istiyor.
Neredeyse ev almak isteyenler haricinde herkes melek! Bağış yaparlarmış parayı.
Yarışmanın amacı emlakgurmesine yeni üyeler kazandirmakti ama katılımcılardan bir Altin için birbirlerine demediklerini bırakmayanları görünce yeni üyeler için pek ümidim kalmadı.
Darısı bir sonraki yarışmanın basına!