Kategori: Genel

Bu sabah Gaziemir Tapu Müdürlüğündeydim. Kasım 2008 ve Mart 2009 arası normal bir yoğunluk olan Tapu Müdürlüğünde o süreç içerisinde yapılan işlemlerin çoğu bankalar tarafında konulan ipotek işlemleri idi. Bu sabah normalde Tapuda çok sıkılarak geçireceğim 2 saatlik süreyi büyük bir heyecan ve kasabın önündeki kedi iştahıyla geçirdim; 2 saatlik sürede 24 adet alım satım işlemi yapıldı. Müdür bile şaşırmıştı ne yapacağını. 3 haftadır böyle valla nasıl yetişiyoruz ben de anlamıyorum dedi. Geçen seneki işlem hacimlerine ulaşmışlar.
Yani kriz ya gerçekten teğet geçti ya da içinden geçip gitti.

Geçenlerde Alsancak Rotary kulübü ile beraber Urla’daki Darüşşafaka Rezidans’ına ziyarete gittim.
Kendi özel merakımdan dolayı Chicago ve çevresinde Hyatt grubunun bir çok benzer konseptindeki ilerlemiş yaştakiler için yarattıkları yaşam alanlarını ziyaret etmiştim ama bu kadar güzelini orada bile görmemiştim. Darüşşafaka’ya tebrikler!
Ziyarete beraber gittiğim kişilerden bir tanesinin dediği gibi, burada yaşayanlar ölmeden cennete gelmişler.
Gözlemlerimden kısa bir özet;
– Merkezin çevresindeki doğa ne kadar güzelse, binanın kendisi o kadar çirkin
– Binanın içi muhteşem. Klasik Amerikan tarzında döşenmiş.
– Odalar çok ferah ve sıcak.
– Kapılar, yataklar, duşlar, … kısaca herşey ilerlemiş yaştakilerin yaşayacakları tüm fiziksel zorluklar göz önüne alınarak tasarlanmış.
– Çalışanlar çok nazik ve temiz görünümlü
– Henüz %30 kapasiteyle çalışması biraz sevimsiz
– Keşke merkezin yeri biraz daha sosyal hayata yakın bir yerde olsaymış. Yürüyerek biryere gidemezsin.

Rezidansa sadece 65 yaş üzeri kişiler Darüşşafaka’ya $ 200.000 başlayan miktarlarda bağış yaparak kabul edilebiliyorlar. Bu bağış tüm Rezidans ve yaşam masraflarını karşılamakla beraber tüm hastane masraflarını da kişinin hayatının sonuna kadar karşılıyor. Yani bence fiyat çok uygun.

Okuduğum bir araştırmada Amerika’da 75 yaş üzerinde insanların %80i düşme sonucu yaşadıkları sorunlar sonucu hayatlarını kaybediyorlar. Alsancak’ta yalnız başına asansörsüz binalarda hapis hayatı yaşayan onca yaşlı insan olduğunu düşününce Darüşşafaka’nın bu çözümünün çok yakında çok popüler olacağını düşünüyorum.

O zamana kadar binayı ve konsepti biraz daha sevimli yapmaları lazım.

Karşıyaka’nın sırtlarında başlayan çakma Meksika’lı Soyak Siesta projesi boy boy ilanlar vermeye devam ediyor. Merakımdan Şubat 2009’dan beri fiyatlarını takip ediyorum.
Soyak’ın klasik stratejisi fiyatları her ay %1 civarı arttırmaktı, ama geçen hafta sonu çıkan ilanlarda gördüm ki Şubat’tan beri minimum fiyatları %10 arttırmışlar. Herkes satışları çok kötü diyip duruyo ama bu adamlar birşeyi çok iyi biliyorlar herhalde ki 4 ayda fiyatlarını %10 arttırabildiler. Peşin alımlarda indirimleri de %12’den %10’a düşürmüşler.
Her ne kadar projenin yerini ve tasarımını beğenmesem de, Soyak finansman gücünü ve piyasadaki itibarını çok iyi kullanarak temelden projeden alan yatırımcısına prim kazancı sağlıyor. M2si 2000 TL’ye gelen ve TOKİ’nin dibinde yer alan bu projede satış yapmak bile bir başarı bence. Helal sana Soyak.

37 derece tipik bir İzmir Mayıs Pazar gününde eşinizi komşunuzu alıp yollara dökülüp boynunuz tutulurcasına kafanızı yukarı kaldırıp satılık ev arayanlardan mısınız?
5 aydır yılmadan sıkılmadan websitelerine ilan vermem için peşimden koşan birisi var. Milliyet Emlak websitesinin İzmir temsilcisi olan bu bayan her aradığında bana kendi emlak sayflarının ne kadar etkili olduğunu anlatıyor ama bir türlü ikna olamadım.
Milliyet’in emlak sayfası her ne kadar diğer emlak sayfalarına göre daha profesyonel gözükse de, bu ve benzeri sayfaların kullanıcılarının kim olduğu konusunda ciddi şüphelerim var. 4 ay önce biraz paraya kıyıp MYNET.com emlak sayfasına Palmiye Park’ın ilanını koymuştum. 2 ay boyunca 3 veya 4 geri dönüş aldım, onlardan bir tanesi de bana küfrediyordu projemiz için!.
Bu deneyimden sonra myneti de kestim.
Yerinden kıpırdamadan ve parmaklarının ucunda ev aramak kulağa çok seksi gelse de, bu sayfaları bence çoğunlukla emlakçılar kullanıyor. Yani gerçek ev arayan yok.
Mevcut emlak arama sayfaları çok karışık ve kalabalık ve güncel değil.
Palmiye Park’ta prensip olarak fiyat satmadığımız için milliyet emlak veya benzeri sayfalarda sadece fiyatımız ile rekabet etmeyi kabul etmiyorum.
Yorumlarınızı ve önerilerinizi bekliyorum.

Her ay ev sahiplerimize gönderdiğim kısa Palmiye Park filmleri inşallah yakın zamanda Oscar jürisinin de dikkatini çekecek. Ama Oscar amcalardan önce IKEA bizi gördü.
Bugünden itibaren IKEAnın kurumsal web sayfasında Palmiye Parkın örnek dairesinin resimlerini görebilirsiniz. Evlerimizin tasarımı ve fiyat politikamız IKEAnın genel çizgisine uyduğu için bizim sitemizi seçtiler ve örnek dairemizde bizimle çalışmayı kabul ettiler. Bizi çok sevindirecek bir şekilde de bedavadan reklamımızı yapıyorlar kendi web sayfalarında.
Siz de lütfen IKEAnın web sayfasını ziyaret edin ve Palmiye Park projesini beğendiğinizi belirtmek için oy verin.
Hadi hayırlısı.

Ben daha ne diyim??? Gazeteler bedava ilanımızı yapıyor. Palmiye Park kapısından ESBAŞ kapısı 1km.

View Larger Map

İzmir’e beş büyük yeni yatırım
Tarih: 18 Şubat 2009 Kaynak: Referans Yazan: Mete Tamer Omur
Ege Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi AŞ (ESBAŞ) Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Tuncer, kriz ortamında 4’ü uluslararası 5 şirketin bölgeye yatırım kararı aldığını söyledi. İlk aşamada yapılacak yatırım tutarının 25-30 milyon euroyu bulacağını belirten Tuncer, bu firmaların toplam 3 bin kişiye iş imkânı sağlayacağını açıkladı.

Bu firmalardan en önemlisinin dünyanın önde gelen otomotiv sanayi ürün, sistem ve parça üreticilerinden olan Amerikan Gates olduğunu ifade eden Tuncer, şirketin kriz nedeniyle dünya genelinde küçülme kararı aldığını, bu doğrultuda bazı sektör ve fabrikalarını birleştirmeyi planladığını dile getirdi. Tuncer, “Bu düşünceyle Avrupa’dan başlayarak Çin’e kadar olan bir alanda yatırım imkânlarını değerlendirdiler. Bu arada Türkiye onlara daha cazip geldi ve rotalarını Türkiye’ye çevirdiler. Türkiye’de Bursa ve Çorlu’daki serbest bölgeleri ve bizi incelediler. Ardından burada yatırım yapma kararı aldılar. Bazı tesislerini buraya kaydırabilirler. Burada otomotiv sektörüne yönelik piston ve motor gömleği üretecekler” dedi.

Personel eğitimi başlıyor
Gates’in muhtelif pazar ve üretim sahalarına yakınlığı nedeniyle ESBAŞ’ı tercih ettiğini anlatan Tuncer, “ESBAŞ’a yatırım kararı Gates’in krizle mücadele stratejisinin bir parçası olacak. Bölgede 25 bin metrekare alan üzerinde büyük bir tesis kuracaklar” diye konuştu. Tuncer, firmanın hemen yatırım yapmak istediğini ifade ederek 4 aya kadar inşaat çalışmalarının başlamasını beklediklerini söyledi. Tuncer, firmanın 2010 yılında üretime geçeceğini, istihdam edilecek personelin eğitimi için de bir bina kiraladığını ifade etti.

Gates’in dışında Keller-Vandacı ve Baykal Mobilya adlı 2 firmanın daha sıfırdan yatırım kararı aldığına dikkat çeken Tuncer, 2 firmanın ise mevcut işletmelerini büyütmeye yönelik yatırımlarının olduğunu söyledi. Kaya, “Bölgemizde faaliyet gösteren Kapadokya Tekstil, mevcut yatırımlarının yanında yeni bir yatırım kararı aldı. 22 bin metrekare alan üzerine yeni bir yatırım yapacak. Yaklaşık 200 kişiye iş imkânı yaratacak. Eldor’un da mevcut yatırımlarının yanında yeni yatırım planları var. Şu anda Eldor’da yaklaşık 600 kişi çalışıyor. Bu sayı yeni yatırım ile birlikte bini bulacak” dedi.

İstihdam 2010’da 20 bini aşacak
ESBAŞ’ta geçen yıl 7 firmanın mevcut yatırımlarına ilave yatırım yaptığını ve bir tanesinin de sıfırdan yatırım gerçekleştirdiğini anlatan Tuncer, 40 milyon euroyu aşan bu yatırımlarla 3 bin kişinin istihdam edildiğini söyledi. Tuncer, “Şu anda bölgede 14 bin 500 kişi istihdam ediliyor. 2 yıl içinde yapılacak yatırımlarla bu oranın 20 binin üzerine çıkmasını bekliyoruz” bilgisini verdi.

Yurtdışına 4 tane ev sattık diye kendimi bir anda yurtdışına daire satma gurusu zannetim gibi olucak ama yazmadan da edemeyeceğim.
Palmiye Park projemizde bugüne kadar Abu Dhabi, Gürcistan, Almanya ve İngiltere’de olmak üzere 4 ayrı müşteriyi ev sahibi yaptık.
Ortak noktaları, hiçbiri almadan önce aldıkları evi görmediler. Hatta, Abu Dhabideki hariç diğer ev sahipleriye daha önceden hiçbir tanışıklığım bile yoktu.
Hepsinin düşüncesi anavatanlarında doğru ve güvenilir bir yatırım yapmak olan bu kişiler, yurt dışında edindikleri vizyon ve deneyimi Türkiye’ye uygulayıp, şehrin gelişen ve genişleyen bölgelerinde gayrimenkul almak istiyorlar.
Türk Lirasının son 6 ayda Dolar ve Euro karşısında yaklaşık %30 değer kaybetmiş olması da onların bu misyonlarına tabiki fazlasıyla yardımcı oluyor.
Özellikle Almanya, Hollanda ve Avusturya’da yaşayıp benimle birebir konuşan gurbetçilerimizden öğrendiğim bir çok kötü hikaye var;
– Türkiye’de hep kazıklanmışlar
– Kazıklanmaktan beter olup dolandırılmışlar
– Başlarından geçmiş kötü olaylar yüzünden de şimdi korku ile hareket etmeye çalışıyorlar ama yapamıyorlar.
Türkiye’den ev almak isteyen yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız için benim bir kaç basit önerim var,
– Ev alacağınız müteahhiti ilk önce evin olduğun yerdeki belediye ve kaymakamlıklara sorun. İmar müdürleri ve Tapu müdürleri iyi ve kötü herşeyi size söyleyeceklerdir.
– Müteahhitin daha önce yaptığı projeleri gezin, bir kaç ev sahibiyle konuşmaya çalışın. Kalitesi nasılmış, zamanında ve sözleşmeye göre teslim etmişmi soruşturun.
– Eğer projeden ev alıyorsanız, Satış Sözleşmesi yapın. Notere boşuna para harcamayın, bir avukat tanıdık bulun çok daha ucuza halledersiniz. Yasal olarak aynı geçerlikteler. Yasal bir sözleşme o evin sizden başka birisine satılmasını engelleyecektir.
– Sözleşmeyi yapmadan önce Tapu müdürlüğünde kayıtları kontrol edin. Kat irtifakı kurulmuş ise size satılan dairenin başkasına sizden önce satılmamış olmadığını doğrulayın.
– Eğer projeden ev alıyorsanız ve Peşin para veriyorsanız kesinlikle tapu isteyin veya sözleşmenizi tapuya şerh ettirin. Yine bu da o evin sizden başka birisine satılmasını engelleyecektir.
– Eğer müteahhit kötü niyetliyse yine de o daireyi birden fazla kişiye satmanın yolunu bulacaktır ama en azından siz kendinizi yasalar karşısında garantiye alın.
– Kooperatiflere girerken çok dikkatli ve seçici olun. Çoğu dolandırıcı.
– www.sikayetvar.com sayfasından ev alacağınız müteahhiti araştırabilirsiniz.

Kötü niyetli ve hemen köşeyi dönmek için inşaat sektörüne girmiş milyon tane vasıfsız mercedesli müteahhit var etrafta. Herşeyden önemlisi sizin müteahhit denen ve bir ton para emanet ettiğiniz kişiye duyacağınız güven. Ev almak uzun süreli bir ilişkiye girmektir. Eviniz yapan ve satan kişiye o gözle bakın.

Bir ay önce Özden Ertöz amca bir sunum yapmıştı. Uzun zamandır vakit bulamadığım için buraya koyamamıştım bu sunumu. İzmirde siyasete alet edilen arsenik hikayesinin bilimsel olarak ne kadar saçma olduğunun rakamlarla ve örnekler ile açıklaması yapılmış bu sunumda.
Sunumu izlemeden önce kısa bir özet – Kendi saçınızda bile İzmirin suyunda olandan 30 kat fazla arsenik var. – 50 yaşına kadar günde 50 kilo İzmir suyu içseniz, cilt kanseri olma ihtimaliniz %8den az. Yani su içmekten geberebilirsiniz ama arsenik anca küçük bi ihtimal sizi cilt kanseri yapabilir. – Arsenik deyip geçme tanı, düşün altında yatan bir ton yalanı.

Elektronik ıvır zıvıra benim gibi bir zafiyetiniz var ise hemen bu aletten bi tane alın, Flip Camera
Ufacık tefecik bir video kamera. Normal bir kamerada olan çoğu fonksyonun hiçbiri yok bu kamerada. Olayın basitliği ve güzelliği de burada. Yani aletin tek amacı kaliteli video çekmek. Zoom ve start/stop haricinde çoğu zaman kullanmadığınız milyon tane fonksyonun hiçbirisi yok.
En büyük özelliği de harika bir USB bağlantısının olması.

Amerikanca da flip in argo anlamı bizdeki nah işareti anlamına gelen orta parmak ile yapılan gavur nahı.
Aletin USB bağlantısı da şakkadanak bir orta parmak gibi çıkıyor üstünden ve istediğiniz bilgisayara bağlayabiliyorsunuz. Software kurma gibi bir problemi de yok.
Tabi bir de televizyon bağlantısı var aletin ama ben amerikadan aldırdığım için buradaki sisteme uymadı. İngiltereden alırsanız böyle bir problem yok.
İşte bu alet ile çektiğim bir film.

Herkese iyi bayramlar.