– Uçmuş abi o adam!!!
– Kim o??
– Hazerfen
– Yapma ya
:)))))))))))))))))
5 gündür herkese bu espriyi anlatıyorum. Anlatırken bile hala gülüyorum!!!!!!!!!!1
Bugün 30 Ağustos, hepimizin bayramı kutlu olsun.
– Uçmuş abi o adam!!!
– Kim o??
– Hazerfen
– Yapma ya
:)))))))))))))))))
5 gündür herkese bu espriyi anlatıyorum. Anlatırken bile hala gülüyorum!!!!!!!!!!1
Bugün 30 Ağustos, hepimizin bayramı kutlu olsun.
Müşterilerimizi bilgilendirmek için ayda bir kendi çektiğim proje videolarımı Palmiye Park projelerinin günlüklerinde yayınlıyorum.
Eğer saçma sapan birşeyler daha olmaz ise Alsancak – Menderes Metro hattı bugün saat 15:00’da sefere başlıyor. Çok senelerdir bekliyorduk, sonunda oldu.
Detaylar için http://www.yeniasir.com.tr/KentHaberleri/2010/08/30/ilk_yolcu_bakan_yildirim
Palmiye Park Gaziemir yeni metro istasyonuna 140m yakınlıkta. 🙂
Dün emlakkulisi.com‘dan aldığım bir soru bu. Dolu dolu bir cevap olacağı için bu sayfaya taşımak istedim.
Madde madde cevaplıyorum soruyu;
– Ağaoğlu aptal olmadığı için İzmir’e gelmiyor! Biraz kar potansiyeli görse ben bu yazıyı yazarken akşam gelir sabah inşaata başlardı herhalde.
– İzmir fakir! Ağaoğu İstanbul’da İzmir’in Menemen’i gibi bir yerde 2000 TL/m2’ye 2 günde binlerce ev satarken, Menemen’de daireler 700 TL/m2’den satılamıyor bile.
– İzmir’de 5 milyon kişi var, İstanbul’da 20 milyon! İzmir’deki talep İstanbul’dakinin yanında devede kulak. Arz da talebi takip ediyor.
– İzmir yaşlanan, yayalaşan ve yavaşlayan bir şehir; Bu konuda yazdım daha önce. İzmir’de para kazanıp harcayabilecek genç sayısı yok, çünkü hepsi İstanbul’a kaçıyor para kazanabilmek için. İzmir artık bir emekli şehri.
– İzmir’deki arsa maliyeti inşaatçıyı gebertiyor. Ağaoğlu’nun 5000 TL/m2’ye sattığı yerdeki arsa maliyetine İzmir’li müteahhitler 3000 TL/m2’ye satamıyor; örneğin Mavişehir’deki bir ton proje. İzmir’li seyahat etmeyi sevmediği için şehir merkezleri çok pahalı ve şehir büyüyemiyor.
– Tüketiciler Kaz olmasın, yoldurtmasın kendini! Müteahhitlerin %80i dediğiniz gibi işini bilmiyorsa, ev alanların %80’i de aptal olmuş oluyor! Müşteriler daha seçici ve cezalandırıcı olsa, o zaman bu kalitesiz inşaatlar birer birer yokolur. 150.000 nüfuslu Gaziemir’de 150 adet müteahhit var!!! O kadar doktor yok ama! Sizce de bir anormallik yok mu??
Son olarak da benden bir soru size;
Eğer Ağaoğlu’nun Bahçeşehir projesinin benzerini, benzer özelliklerde (uzaklık, arsa maliyeti, vs…) bir lokasyon olan İzmir Koyundere’de yapsam 100 m2’lik bir daireyi 200.000 TL’ye alır mısınız? Aşağıda yorum bırakarak cevabınızı gönderin lütfen.
Bugün bankacı 3 arkadaşla Zirvekent‘i dolaşmaya gittik.
Yaşları çıtır ve kıtır arası, yani bana yakın. Bir ihtimal Zirvekent’ten ev sahibi olacaklar.
Mevcut durumlarını ve Zirvekent’ten niye ev almak istediklerini öğrenmek için bazı sorular sordum;
– 3’ünün de kendi evleri var ama şimdilik kirada oturuyorlar!
– 1 tanesi ileride oturmak için ev almış,
– Diğeri kira getirisi için,
– Bir diğeri de prim yapsın satsın diye…
Sonuç olarak ikisi yatırım için ev sahibi olmuş birisi oturmak için.
Zirvekent’i düşünmelerinin sebebi de yatırım. İnsan oturacağı evi de yatırım için alır ama oturmak için alınan evde yatırım olarak değerlendirilecek noktalar bir arka plandadır.
Bu arkadaşların 3ü de yaptıkları işte başarılı, genç ve geleceklerini düşünen insanlar. Aldıkları maaş ile hayatlarını belli bir seviyede sürdürüyorlar. Birikimlerini değerlendirmek için de gayrimenkule yöneliyorlar. Maaşlarından ellerinde kalan parayı şu an daha konforlu yaşamak için harcayacaklarına, gelecekte daha rahat ve huzurlu yaşamak için bugün kendilerini zorluyorlar. Kredi kullanıp ev alıyorlar ve kendilerini zoraki tasarrufa zorluyorlar.
Gayrimenkul yatırımından kazandıkları primi daha güvenli başka hiçbir yatırımda kazanamayacaklarını biliyorlar; bankacı bu insanlar, iyi hesap kitap biliyorlar yani!.
Özet olarak, İzmir’li gençler;
– Zoraki tasarruf,
– Maaşlarından kalanı büyütmek ve değerlendirmek,
– Gelecekte kendilerini daha iyi ifade edebilecek ortamlarda yaşayabilmek ve bulunabilmek,
için şimdi ev alıyorlar.
Senin sebebin ne?
Not: Milliyet Emlak’ta çıkan İzmir’in yaşlanması ve insanların beklentileri hakkındaki yazım için tıklayınız…
Akşamüstü telefonum çaldı. Karşımda çok nazik bir ses kendisinin Türk Ekonomi Bankası’ndan aradığını ve benim Emlak Gurmesi sayfasında yazıp yazmadığımı sordu. Evet dedikten sonra konuya girdi…
Dün makyajcantam.org ‘Gurme istifa mı etti ?!’ diye sorunca farkına vardım… Biraz yorulmuşum, sıcaktan bayılmışım ve enerjim düşmüş. Enerjimi arttırmanın en hızlı yolu olarak etrafa sarma moduna girdim ve bu yaz beni çıldırtanların listesini yaptım. Siz de ekleyin sizinkileri…
1. Bankamatikler sapıttı; eskiden para çekerken ilk önce para çıkar sonra kartı verirdi. Şimdi ilk önce kartı veriyor, sonra parayı. Kartı alınca kafa otomatikte olduğu için parayı aldım sanıp arkamı dönüyorum ve arkamdaki parayı almamı hatırlatıyor!! Şimdilik para bıraktığım olmadı ama hangi sivrinin fikriydi bu senelerdir alıştığımız şeyi değiştirmek ya!!!!!!!!!!!!! Duy sesimi TEB, İşbankası vs….
2. Paçalı Horoz gibi kızlar!; Nedir bu sezar ayakkabısı gibi tüm kızları paçalı horoza benzeten bilekleri saran ve ayakları dışarıda bırakan terlik ayakkabı arası şeyler ya. Bi de herkes aynı şeyi giymek zorunda mı??
3. Evet / Hayır olayı! Burada hiç politika yapmam, yapmayacağım da ama şu 12 Eylül hayırlısı ile gelsin ve bu elektrikli ortam biraz dağılsın istiyorum.
4. Fazıl Say’a takanlar! Bırakın adamı ya, ne derse desin; niye herkes üstüne alınıyor.
5. Tatile çıkamamam!
6. Transfer haberleri! Allahaşkına lig başlasın artık da, kim hangi takımda oynuyor bilelim.
7. Digitürk, Soyak, ve Beymen’den cep telefonuma gelen saçma sapan indirim ve kampanya haberleri! Arkadaşlar, her hafta uygulanan bir kampanya kampanya değildir, satış politikasıdır!
8. Milletin evlenme, boşanma ve tekrar evlenip boşanma haberleri…
9. Diş ağrım!
10 ve son. Benim gibi bol kıllı ve saçlı arkadaşların bu sıcaklarda normal insanlardan 5 kat daha sıcak hissetmemizi ve terlememizi anlamayıp niye pazar günü gündüz evden çıkmıyorsun diye soran kılsız ve tüysüz arkadaşlar!
Yeni projemiz Palmiye Park Zirvekent‘te ev sahiplerine uygun koşullarla konut kredisi kullandırabilmek için bir ton bankayla görüşme halindeyiz.
TEB, Akbank, Garanti, ING, Finansbank, Tekstilbank, Vakıfbank, İşbankası vs…
Bazılarının faiz oranı diğerlerinden daha iyi, bazılarının dosya masrafı yok, diğerleri esnek vs…Zaten google’da en uygun faiz oranları araması yapınca akla kara hepsi çıkıyor.
Alt alta toplayınca esasında hepsinin teklifi aynı!
Rakamlar müşteri için hepsinde aynıysa, değerlendirmemizi başka değerler üzerinden yapmamız gerekiyor.
Gelen tüm bankacılar çok nazik, eğitimli, zeki bay ve bayanlar. Burada da bir fark yok. Bazılarından gelen bayanlar ve baylar daha güzel veya yakışıklı ama bu da önemli değil 😉
Fark nerede anlatayım;
1. Detaylara önem ve Takipçilik: Bizim durumumuzda, ziyarete gelen bankacı eğer bizim geçmişimizi bilmiyorsa interneti yok heralde diye üzülüyorum kendisine ama acayip bir eksi puan alıyor. Hele ki büyük bir iyimserlikle yanımızdan ayrılıyor ve daha sonra 2 hafta boyunca ses çıkmıyorsa o bankanın bizim projelerimizde olma şansı yok. Siz de konut kredisi kullanacağınızda karşınızdaki bankacının size ailenizden birisinden daha da ilglili davranmasına, telefon açtığınızda sesinizi tanımasına, sizin durumunuza özel çözümler sunmasına önem verin.
2. Şube çalışanları ve şube müdürü: Palmiye Park Gaziemir projesinde TEB Alsancak şubesi ile çalışmıştık. TEB ile o güne kadar önünden geçmiş olmaktan başka bir alakamız yoktu. Şube müdürü Ayda hanım’ı daha önce bu sayfada ağlarken görmüştünüz, görmediyseniz tıklayınız…
TEB Alsancak şubesine girince sağ tarafta yüzü hiçbir zaman gülmeyen ve de gülmemesi gereken bir güvenlik görevlisi var; gün aşırı gitsem bile adam beni tanımıyor gibi yapıyor, yani acil bir durum olsa seni bile vururum der gibi. Suratının gülmemesi işinin ciddiyetini bilmesinden kaynaklanıyor…(Ya da şubedeki tek erkek olmasından…)
Güvenliği geçer geçmez her zaman telefonda bir Eda hanım var. Bisiklete biniyor işe gelirken. Her zaman pozitif. Onla işim olmasa bile her zaman gelip ne içersiniz diye soruyor.
Arka tarafa geçerken solda Başak hanım sağda Türkan hanım var. Başak mutluluk ve heyecan dolu sesinin avantajını kullanarak en kızgın müşteriyi bile yatıştırabiliyor. Türkan hanım daha ciddi. Onunla elektriğimiz pek tutmadı, bana biraz lise coğrafya öğretmenin Güner hanımı hatırlatıyor; ciddi, disiplinli ve işine hakim.
2 adım ileride sağ tarafta Gözde hanım oturuyor. Dünya batıyor olsa öyle bir sesle anlatıyor ki, herşeyin yolunda ve istediğiniz gibi gideceğini hissediyorsunuz. Yapamayacağı şey yok gibi.
Ve en sonda, kendi kafesinde müdürüm Ayda hanım. Ayda hanım biraz çatlak; bankayı kendi evi, çalışanları kendi çocukları, müşterileri de kendi teyzesinden daha yakını gibi seviyor. Birikmiş 25846 tatil gününden dolayı genel merkez zorla tatile çıkarıyor iş delisi müdürümü. Girmediği delik yok. Esnafla esnaf, sanatçıyla sanatçı, ev hanımıyla ev hanımı… Her zaman müşterinin yanında ve kartlarını açık oynuyor. Gizli saklı yok.
Şubede atladığım daha bir çok çalışan var ama yazıyı daha fazla uzatamıyorum, onları da başka zaman anlatırım.
Demek istediğim şu; biz Gaziemir’de bir proje için Alsancak’ta sosyetenin şubesi TEB Gündoğdu şubesinde konut kredisi kullandırma rekorları kırdık. Nasıl mı oldu, işte yukarıda anlattığım insanların çabaları, ev sahiplerimize sadece müşteri gibi değil Aileden birisiymiş gibi davrandıkları için. Yeni projemizde de kendileri ile çalışıyoruz ve Ayda müdürüm olduğu sürece de çalışacağız.
Kapışmadığımız olmadı mı hiç? Tabii ki oldu… Dosya masrafı, eksper ücreti, faiz oranı, her zaman kavga konusu ama sonuçta piyasadaki en uygun oranı ellerinden geldiği kadar verdiklerine beni inandırıyorlar, ben de müşterilerimi.
İşte böyle bir bankanın şubesinden konut kredisi kullanmak lazım.
3. Son Yol: Eğer İzmir’de konut kredisi kullanacağınız bankacı Emlakgurmesi.com’u takip etmiyorsa hemen çıkın o şubeden 🙂 Eğer TEB’den yarın telefon almazsam onları da bırakırım 🙂
Bugün Posta gazetesi Ege ekinde çıkan söyleşimiz çok ilgi aldı. Yazıyı okuyup arayanların ve web sitemize girenlerin sayısına bakarak Zirvekent projemizin çok başarılı olacağını şimdiden söyleyebilirim.
Söyleşiye gazetelerinde yer veren Posta gazetesinden Sayın Adnan bey ve Evrim hanıma tekrar teşekkür ediyorum.
Söyleşiye hazırlanırken en büyük yardımı aldığım Sayın Banu Kitiş Dağıstan’a da ayrıca çok teşekkür ediyorum 🙂
Bugün, 27 Temmuz Salı günü Posta gazetesi Ege Ekinde tam sayfa söyleşimiz yayınlanıyor. Gazete’deki haber için buraya tıklayınız.
İzmir piyasası ve projelerimiz ile ilgili çok güzel bir yazı.
Röportajın videosunu 3 bölüm halinde aşağıda seyredebilirsiniz.
Hiç ilginizi çekmiyorsa bile 1. bölümün ilk 2 dakikasını ve 4. videoda kamera hatalarını seyredin gülün 🙂
Posta almayı da unutmayın.
Eğer sayfayı ilk defa ziyaret ediyorsanız ve seyrettikleriniz hoşunuza gittiyse, hemen yukarıdaki kutucukları doldurup aramıza katılın.
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Kamera Hataları!