Kategoriler
Genel

Konut Alım Satım Masrafları!

3 küsur sene önce yazdım ve hala bu sitenin en çok okunan yazısı!

Bu sebeple bir tekrar yayın yapmak istedim. Buyrunuz; Ev Satın Alacaklar Son Dakika Gollerine Dikkatttt!

Kategoriler
Genel

Yine Kalp Kırdım – Özzümrüt Sitesi!

Geçen sene emlakkulisi.com’da Güzelbahçe Özzümrüt sitesi ile ilgili bir soru almıştım.
Özzümrüt sitesi Çeşme otobanında Güzelbahçe çıkışından hemen sonra sağda tepede gördüğünüz yeşil villaların olduğu site.
Soruya cevabım gereksiz sert olmuş ve amacını aşmış; bunun farkına dün yine emlakkulisi.com’da kooperatif başkanından aldığım soruyu görünce vardım. Kendilerini fikirlerimle üzdüğüm için özür diliyorum. Kendileri beni verdiğim cevaptan dolayı mahkemeye vermek istiyorlar. Ben de hemen işlemlere başlamalarını söyledim!
Emlakkulisi.com’da veya bu sayfada yazdığım herşey benim fikrimdir ve kimseyi incitmek veya zarar vermek amacıyla yazılmamaktadır. Sanırım bazen yaptığım yorumların her ne kadar ben projeyi beğenmesem de orada yaşamayı seçmiş kişi ve aileleri incitebileceğini düşünmüyorum. Bu sebeple Özzümrüt sitesi hakkında yaptığım yorumu emlakkulisi.com’dan kaldırdım.
Benim zevkime uymayan bir proje illaki kötü bir proje değildir! Herkes kendi kararını verir. Ben kendi kendime emlak gurmesi sıfatını takmış biri olarak kimseden onay almak zorunda da değilim; ama bu demek değil ki buradan düşman edinmeye ve insanları üzmeye çalışıyorum.
Bu gerçeğin farkına varmama yardımcı olan Banu’ya da teşekkür ediyorum.
Eğer Özzümrüt’çüler siteleri hakkında bir yazı gönderirlerse burada yayınlarım.

Kategoriler
Genel

Kandırılmışım – Meğer Seferihisar Türkiye’nin en hızlı belediyesiymiş!

Geçen Mayıs Türkiye’nin Cittaslow başkenti Seferihsar başlıklı bir yazı yazmıştım. Seferihisar’ın yavaş şehir markası ile ne kadar gözde bir yaşam alanı haline geldiğini ve geleceğini belirten yazım Milliyet’te de yayınlanmıştı.
Geçen hafta Seferihisar Belediye Başkanı Tunç başkanımızı canlı canlı dinlerken Seferihisar’ın Türkiye’nin yavaş değil aksine en hızlı yaşam bölgesi olduğunu anladım!
Başkan 30 dakikalık bir konuşma yaptı ve yemin ederim konuşmanın her saniyesinde tüylerim diken diken ve gözlerim yaşlı idi. Türkiye’de hele İzmir’de böyle şeyler olabileceğini bilmek beni geleceğimize karşı çok çok umutlandırdı.
Cittaslow esasında yavaş değil sakin şehir demekmiş. Yerel bir kalkınma modeli olarak benimsenmiş. Detaylar için Seferihisar Cittaslow resmi sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Konuşmadan aklımda kalanlar;
1. Sakin şehir ile bir halkın üzerindeki ölü toprağı nasıl berekete dönüştürülmüş, (Düne kadar toprağını satmak için bekleyen Seferihisarlılar şimdi elmadan, mandaline herşeyi ekip biçiyorlar, kendi evlerinin önünde, belediyenin bedelsiz verdiği pazar yerlerinde kendi ürünlerini satıyorlar. Çok yakında mandalin şarabı, pestili vs… gibi yan ürünler de çıkacakmış)
2. Büyüme yerine hayat kalitesini zenginleştirici faaliyetler ile halkın bir başkanı sahiplenişi (Çarpık yapılaşma ile büyüme yerine, mevcudu iyileştirme çabalarının dahilinde sur içindeki yaklaşık 500 senedir insanları barındıran evlerin renovasyonuna girişmişler. Harika!!!)
3. Bir politikacının BEN yerine her cümlesine BİZ diyerek başlayabileceği
4. Tunç başkan başka yerlere gitse dahi Seferihisar halkının artık hiçbir zaman geri gitmeyeceği
5. Sabah yürüyüşlerinin en yoğun tempoda yaşayan insanları bile nasıl gençleştirdiğini (Tunç başkan canlı örnek :))
Seferihsar belediyesi sayfası çok interaktif, kesinlikle ziyaret edin ve üye olun. Bir hafta sonu alın çoluğu çocuğu gidin ziyaretlerine, pişman olmazsınız; hele Oğlak Dolması seviyorsanız hiç olmazsınız!
Tunç başkan bize bir de hediye getirdi… Minik minik Seferihsar kitapçıkları basmışlar; Seferihisar’a özel ekmek dolması tarifinden, haftasonu bisikletinizle dolaşabileceğiniz harika doğa parkurlarına kadar Seferihisar’ı tüm keyfiyle yaşayabileceğiniz emlak gurmesi vari tavsiyeler ve sırlar dolu…
Teşekkürler Başkanım.

Kategoriler
Genel Krediler

2011’de Para Kazanmanın Yolları! – Bölüm 2

Dün ilk bölümünü yayınladığım TEB Alsancak şubesi müdürü Ayda hanım ile yaptığımız sohbetin 2. bölümünde 2011 yılında birikimlerimizi nasıl değerlendirebileceğimizi, nelere ne zaman dikkat etmemiz gerektiğini konuşuyoruz. Sanki biraz 2010 gibi olacak!

Kategoriler
Genel Krediler

2011’de Konut Kredisi Faizleri Ne Olacak?

Gönüllerin müdürü TEB Alsancak şubesi patroniçesi Ayda hanım ile 2011’in falını tuttuk;
– Konut kredisi faizleri ne olacak?
– Yeniden yapılandırma için bekleyelim mi?
– Mevduat faizleri ve piyasada neler olacak?
– 2011’de birikimlerimizi nasıl değerlendirelim?
üzerine konuştuk. Sohbetimizin ilk bölümünü yayınlıyorum.
Yorumlarınızı ve sorularınızı bekliyorum.

http://www.youtube.com/watch?v=iDtJFyvIfQw

Kategoriler
Genel

Mavişehir’in Modern yüzü – Mavişehir Modern!

Geçenlerde Mavişehir Modern projesi satış müdürü Fatih Gültekin’den nazik bir davet aldım. Cumartesi sabah ziyaretlerine gittim. Gözlemlerim şöyle;
Tanıtım ofisi bugüne kadar gördüklerimden en temiz ve ferahlarından. Herkes güler yüzlü.
– Maket çok kötü olmuş ama allahtan örnek daireler sayesinde maketlere gerek kalmıyor.
– İnşaat 5 ay önce başlamış ve 317 dairelik inşaatın kabaları neredeyse bitmek üzere. Yaklaşık 150 – 200 kişi çalışıyor ve inşaat son sürat ilerliyor. Teslimat Aralık 2011.
– Tanıtım ofisinde güzel bir kalabalık vardı. Müşteriler genelde Abdülkadir Gültekin bey’in daha önce yaptığı projelerden ve Karşıyaka’dan geliyormuş.
– Projeyi bizim Palmiye Park Gaziemir‘in de mimarı olan Aykut Dayı ve eşi Dilek Dayı çizdiler. Dilek hanım haftada 3-4 gün şantiyede; hem kontrollük yapıyor hem de tanıtım ekibine teknik destek sağlıyor. Dilek güler yüzü ile tanıtım ekibine ve müşterilere büyük moral veriyor.
– Evlerde yok yok! 3+1 dairenin girişindeki duvar kağıdı hariç herşey bence çok güzel, ferah ve zevkli. Özellikle ebeveyn banyolarının normal banyolardan geniş tasarlanmış olması dikkatimi çekti. Dilek hanım bunu kasıtlı yaptıklarını, ebeveyn banyosunun esasında normal banyodan daha çok kullanıldığını belirtti.
– Balkonları özellikle çok geniş tutmuşlar ve bence yakışmış.
– Evlerde illa bir eksik aradım ve tek bulduğum bu şıklıkta bir eve yerden ısıtma da yakışırdı oldu.
– Fiyatlar hala Mavişehir ortalamasının altında. Diğer projeler ile karşılaştırırken net m2 üzerinden değerlendirmenizi istiyorlar çünkü çoğu projenin yaptığı gibi brüt m2’leri eklememişler.
– Fatih bey çok güler yüzlü ve samimi. İşin zorluğunun ve keyfinin farkında.
– Abdülkadir Gültekin bey sandığımdan çok daha genç. Her gün şantiyedeymiş ve Dilek hanımdan duyduğuma göre çok titizmiş. Bu titizlik tanıtım ofisinden de anlaşılıyor.
– Abdülkadir bey de İzmir’li müşterilerin İzmir’li müteahhitlere sahip çıkması gerektiğini söylüyor. İstanbul’lu büyüklerin İzmir’e gelmelerinin çok zor olduğunu, İzmir piyasasının zor ve kendine has olduğunu belirtiyor. Kendisine tamamen katılıyorum.
– Dairelerin yarıya yakını satılmış. Tanıtım ofisindeki kalabalığa bakılırsa diğer yarısı da yakında gider.
– Eğer Mavişehir’den ev almayı düşünüyorsanız Modern’i kesin ziyaret edin.
Nazik davetleri ve misafirperverlikleri için kendilerine teşekkür ediyorum. Yolları açık olsun.

http://www.flickr.com/apps/slideshow/show.swf?v=71649

Kategoriler
Genel

Bölüm 2 – CEBİNİZDEN PARA ÇIKMADAN 140.000 TL’LİK EVE NASIL SAHİP OLUNUR?

Geçen hafta hikayenin ilk bölümünü yayınlamıştım. Gelişme ve sonuç için buyrun buradan alın…
Biraz uzun ama okumaya değer. Yorumlar kısmında benim çıkardığım dersi bulacaksınız.
Bu hafif kısmet, bol sabırlı Adnan bey’in hikayesi için F.Y.’ye teşekkür ediyorum.

Adnan Bey tekrar içeri girdi. Açık limon rengiyle boyanmış bu sitedeki bu evi almak istiyordu. Ancak evin fiyatı planladığı bütçeyi çok aşıyordu. Bu yüzden evsahibiyle sıkı bir pazarlığa oturmaya ve fiyatının makul bir seviyeye inmesi için bastırmaya karar verdi.
  •          Zeki Bey eviniz güzel ancak benim bütçemi aşıyor
  •          Siz ne kadar düşünüyorsunuz
  •          Açıkçası 60-70 bin civarında
  •          Mümkün değil. Bakın beyefendi size daha 8 ay önce bana bu evin maliyetini gösterdim.
  •          Sizi anlıyorum ama 90 bin de benim bütçemin üzerinde.

Zeki Bey’in yüzünü sıkıntılı bir ifade aldı. Paraya acil ihtiyacı olduğu anlaşılıyordu.
         Bakın Adnan Bey en son ineceğim miktar 80 bin’dir.
Adnan Bey bir şey söylemedi ancak biraz düşünmesi gerektiğini, kararını ertesi gün ileteceğini söyledi. Emlakçıyla arabaya bindiler. Emlakçı Murat Bey’iın yüzünde şaşkın bir ifade vardı.
         Abi emin olun ben de bu kadarını beklemiyordum. Hazırda param olsa asla bu fiyata kaçırmam burayı.
Adnan Bey bir şey söylemedi. Düşünmeye ve biraz hesap yapmaya ihtiyacı vardı. Bir fırsat ne kadar cazip gelirse gelsin eğer kendi planlarına uymuyorsa daha sonra sıkıntı vereceğini bizzat yaşamıştı. Ayrıca heyecanla alınan kararların sıklıkla zararla neticelendiğini bildiği için acele etmek istemiyordu. Murat Beye “Bu muhabbet şimdilik yeter kurt gibi acıktık. Hadi güzel bir yemek yiyelim. Sür bakalım arabayı buranın en güzel balık restaurantına” dedi. Bir evi uygun fiyata almanın en kolay yolunun emlakçılarla hasım değil, dost olmak olduğunu öğrenmişti. Hele burada tamamen deplasmanda sayılırdı.
Yemek boyunca Murat Bey, hayat serüvenini anlattı. Emlakçılığa kadar on tane ayrı işte çalıştığını, büyük bir şirketleri varken ortağının attığı kazık nedeniyle nasıl herşeyini kaybettiğini, bir iki senedir burada olduğunu yavaş yavaş durumunu düzeltmekte olduğunu anlattı. Adnan Bey hem onu izliyor hem de etrafı gözlüyordu. Buranın baharda bile yabancı turistlerle canlı olduğunu gördü. Kahvelerini içip kalktıktan sonra “Murat Bey beni otele bırakır mısınız?”dedi. Emlakçı “Tabi abi, ayrıca yemek için teşekkür ederim”dedi.
Adnan Bey otele geldikten sonra internetten benzer evler için istenen fiyatları inceledi. Bununla da yetinmedi, evlerin piyasa fiyatları öğrenmek için birkaç site görevlisiyle ve telefondan yakınlarda yazlıkları olan arkadaşlarıyla konuştu. Tam karar aşamasındayken telefonu çaldı. Arayan emlakçı Murat Beydi.
         Abi bugün şanslı günündesin…
         Hayırdır
         Zeki Bey fiyatı 75 bin’e indi. Bu fiyata bir daha burayı alman mümkün değil.
Emlakçının ofisi yakındaydı. Gidip yüzyüze konuşmaya karar verdi. İçeri girdiğinde Murat bey telefondaydı. Yaklaşık beş dakika süren telefon görüşmesinden sonra yanına geldi.
         Abi kusura bakma. Biz aynı zamanda buradaki evleri restore edip, yabancılara günlük, aylık veya yıllık kiralıyoruz. Ona ilişkin konuşuyordum. Bir ara istersen seni de gezdiririm.
         Olur ama önce işimizi halledelim.
         Abi telefonda dediğim gibi bu fiyata burayı alman mümkün değil. İstersen ben sana burayı 2-3 ay sonra tekrar en az 100-110 milyara satarım. Emin ol benim hazırda param olsaydı burayı kaçırmazdım. Bence bu işi bugün kaparo vererek bağlayalım.
Adnan Bey, Murat Bey’in samimiyetine inandı. Onu kendi tarafına çekmek önemliydi. Çünkü Murat Beyle işi sadece evi alırken değil, daha sonra da devam edecekti. Ama her ne kadar güvense de tapudan gerekli incelemeyi yapmadan imzayı atmayacaktı.
         Tamam Murat Bey dediğiniz gibi olsun. Ama şu anda biraz işim var. Akşama görüşelim.
Adnan Bey için işin ilk kısmı halledilmiş görünüyordu ama önündeki ikinci problem olduğu gibi duruyordu. Bu kadar parayı bulma meselesi. Buraya gelirken, öyle birikmiş bir parayla değil sadece fikir sahibi olmak için gelmişti. Ama işler değişmiş artık bir pazarlığın neticesine varmak üzereydi.
Burada bir parantez açıp, iki gün öncesine dönüyoruz. Adnan Bey, Mavi Bank ve Yetiş Bank konut kredisi ilanlarına bakıyor. On senelik ve yirmi senelik mortgage kredilerinin faiz oranları aylık 0.89 – 0.99 arasında. Daha sonra her iki bankanın da uzun süredir iş yaptığı ve daha öncede kredi kullandığı müşteri temsilcileriyle görüşüyor. Her iki bankanın sicilinde de Adnan Bey, daha önceden kredilerinde bir aksama olmadığı için düşük risk siciline sahip. Bu yüzden her iki banka da Adnan Beye 0.82’den uzun vadeli kredi kullandırabileceğini söylüyorlar. Tabi ki ekspertiz ve dosya masrafları hariç.
Adnan Bey, Mavi Bank’tan Gonca Hanımı aradı. Telefonda uzun süre otomatik sesi dinledikten sonra nihayet önce müşteri temsilcisine sonra da Gonca Hanıma bağlanabildi.
         Alo buyrun.
         Alo merhaba Gonca Hanım nasılsınız, ben Adnan
         Merhaba Adnan Bey iyiyim siz nasılsınız
Selam faslından sonra Adnan Bey durumu anlattı. Önce faiz oranlarının değişip değişmediğini sordu. Değişmediğini anlayınca istediği miktar ve vadeyi söyledi. Komisyonlarla birlikte yaklaşık 78 bin TL kredi kullanacaktı. Vadenin uzun olmasının bir problemi yoktu. O yüzden 240 aylık vadede anlaştılar. Aylık ödemeleri yaklaşık 700 TL’ye geliyordu. Adnan Bey daha sonra bu krediye acil ihtiyacı olduğunu ve ne zaman çıkabileceğini sordu. Kredileri genel merkez onaylıyordu. Bu yüzden en az bir hafta sürüyordu ama Gonca Hanım bu süreyi elinden geldiğince kısaltacağını söyledi. Adnan Bey teşekkür edip, telefonu kapattı.  
Ertesi gün Adnan Bey sabah kahvaltıdan sonra ilk iş olarak Tapu Müdürlüğü’ne gitti. Evin durumuna baktı ve bingo. Ev halen bir şirket üzerinde görünüyordu. Zeki Bey, anlaşılan 8 aydır oturduğu evi üzerine almamıştı. Bu Adnan Beyi biraz şaşırtsa da yine de kararında bir değişikliğe neden olmadı. Çünkü evin üzerinde herhangi bir şerh veya başka bir satımı önleyici kısıtlama görünmüyordu.
Adnan Bey, daha sonra emlakçı Murat Beyin ofisine giderek, durumu onla paylaştı. Murat Bey, ona rahat olmasını bunun herhangi bir sıkıntıya neden olmayacağını söyledi. Daha sonra Zeki Bey, ofisi geldi ve kaparo verilerek, işlem tamamlandı. Zeki Bey de tapudaki şirketin kendisinin iş yaptığı şirket olduğu ve alım-satımda herhangi bir sıkıntı olmayacağını, şirket tarafını kendisinin halledeceğini söyledi.
Adnan Bey, ofisten ayrıldıktan sonra daha fazla vakit kaybetmemek için hemen Mavi Bank’ın şubesine giderek, kredi başvurusunu yaptı. Artık kredinin çıkıp çıkmayacağını beklemekten başka bir işleri kalmamıştı. O da Antalya’da bulunan arkadaşlarıyla görüşmek üzere ilçeden ayrılıp yola çıktı.
Adnan Beyin sonraki birkaç günü emlakçı Murat Bey, Mavi Bank ve Zeki Bey arasında telefonlaşmalarla geçti. Bu süreç içerisinde telefona Zeki Bey’den çok eşi Nurten Hanım çıkmaya başlamıştı. Nurten Hanım’ın o sakin tavrı gitmiş, agresif bir şekilde kredinin ne zaman onaylanacağını sormaya başlamıştı. Adnan Bey’de bu işin hemen olmasından yanaydı ama kendisinin yapabileceği bir şey yoktu. Ev kredileri genel merkez tarafından onaylanıyor, onaydan sonra şube bir gayrimenkul ekspertiz şirketi aracılığıyla evin değerini ölçüyor ona göre de kredi ayarlanıyordu. Adnan Bey, banka görevlisi Gonca Hanımın bu işi elinden geldiğince hızlandırdığını biliyordu.
Henüz bir hafta olmadan Zeki Beyin eşi Nurten Hanım o kadar çok kredinin ne zaman çıkacağını sormuştu ki, Adnan Bey neler olduğunu anlamak için tekrar ilçeye dönmeye karar verdi. İlk olarak Zeki Bey ve eşiyle görüştü. Nurten hanım bildik söylemlerini tekrarladı. Adnan Bey de yaklaşık olarak aynı cevapları verdi. Ama açıkçası bu tavır değişikliğinin nedenini de merak ediyordu. Emlakçı Murat Beyle konuşmaya karar verdi.
Murat Beyin ofisine gittiğinde, ofisinde Murat Bey yerine ortağıyla karşılaştı. Adnan Bey havanın güzelliğinden de yararlanarak, ofis önüne atılmış sandalyeye oturdu ve emlakçıdaki çocuğun hazırladığı nescafesini içmeye başladı. Bir yandan da son dönemde olan olayları gözden geçiriyordu. Bu düşüncelere dalmışken, Murat Beyin arabası yanaştı. Murat Bey arabadan inip, Adnan Beyin yanına geldi. O da bir sandalye çekip, Adnan Beyin yanına oturdu. Havalar ısınmaya başlamıştı. Murat Bey de yeni sezon için kiraya vereceği evlerdeki tadilatları bitirmeye çalışıyordu. Bir bardak su içtikten sonra Adnan Bey, olanları ona anlattı ve Nurten Hanımdaki tavır değişikliğinden bahsetti. Murat Bey, gülümseyerek “Abi dün ofise bir adam bir kağıdın içinde bu ev için nakit 90 bin TL getirdi. Sebebi odur” dedi. “Ama biz çok açık olarak sizin bu evi bağladığınızı, kredi çıkar çıkmaz da evin satışını yapacağımızı söyledik. Bizde yalan olmaz” dedi. Adnan Bey, Murat Beye teşekkür etti. Şimdi bazı şeyler daha çok yerine oturuyordu. Zeki Bey, sakin bir insan olmasına rağmen eşi Nurten Hanım bu konuda daha hırslıydı. Ama yapılacak bir şey yoktu. Adnan Bey, bu işi tamamlamadan Ankara’ya dönmemeye karar verdi. O yüzden telefon açıp, çalıştığı işyerindeki iznini bir hafta daha uzattı.
Günler bu şekilde beklemeye geçerken, Perşembe günü Adnan Beyin telefonu çaldı. Arayan Gonca Hanımdı. Gecikmeler için özür diledi ancak bunun kendilerinden değil, ekspertiz firmasından kaynaklandığını söyledi. Evin fiyatının 100 bin TL olarak belirlendiğini, bunun %80’ine kadar kredi verebileceklerini söyledi. Adnan Bey, komisyon ve diğer masraflarla birlikte 78 bin TL’ye ihtiyaç duyduğunu söyledi. Ayrıca ödemeler de 700 TL olarak ayarlanacaktı. Gonca Hanım, Adnan Beyin bu istekleri doğrultusunda hazırlanan sözleşmenin ertesi gün Bankada hazır olacağını söyledi. Adnan Bey, “neden bugün değil?” diye sordu. Gonca Hanım, şube görevlilerinin tapuda inceleme yapması gerektiğini söyledi.
Cuma günü sabah erkenden Adnan Bey emlakçı Murat Beyin ofisine gitti. Orada son bir durum değerlendirmesi yaptıktan sonra birlikte Mavi Bank’ın şubesine gittiler. Yolda Murat Bey, Adnan Beyi düşünceli görünce “Abi sen rahat ol, çok güzel bir yatırım olacak zihninde hiçbir şüphe olmasın” dedi. Adnan Bey bir şey söylemedi, sadece gülümsedi. Bankaya vardıklarında, bu süreç içerisinde tanıştığı banka müdürü Sezgin Beyin ofisinde bir kahve içtikten sonra saat onbire doğru hep birlikte tapuya gittiler.
Tapu müdürlüğünde, onları Zeki Bey ve eşiyle birlikte ayrıca evin üzerinde göründüğü şirketin avukatı ve muhasebecisi bekliyordu. Zeki Beyin eşi Nurten Hanımın yüzü hala asıktı. Adnan Bey işlem tamamlandıktan sonra hayırlı olsun diyerek hem Zeki Bey, hem de eşi Nurten Hanımla el sıkıştı. Daha sonra Mavi Bank şubesine geçerek parayı Zeki Beyin hesabına transfer ettiler.  
İşlem tamam gözüküyordu ama Adnan Bey’in hala bazı düşünceleri vardı. Murat Beyle birlikte tekrar emlak ofisine geçtiler.
         Abi şimdi bol köpüklü bir Türk kahvesini hak ettik. Oğlum bize iki sade Türk kahvesi söyle çabuk. “Abi hayırlı olsun çok güzel bir alışveriş yaptın buna emin olabilirsin
         Biliyorum. Burda senin emeğin büyük teşekkür ederim.
          Ne demek abi görevimiz.
         Yalnız bir husus daha var.
         Buyur abi
         Murat, ben burayı kiraya vermek istiyorum.
 Murat Bey şaşırmıştı.
         Nasıl yani. Abi ben burayı oturmak için aldığınızı sanmıştım.
         Nerde Muratcım biz yılda en fazla onbeş gün gelebiliriz buraya. İşler sonra çocukların okulu. Fazlası mümkün değil.
         Abi o zaman çok doğru düşündün. Burayı boşta tutmanın bir manası yok. O zaman ben hemen bir kira rayici çıkartayım sana.
         Sen zahmet etme. Buraya geldiğim ilk gün bu araştırmayı yaptım. Aylık 700 TL burası için uygun bir rakam. Kredinin taksitlerini de ona göre ayarladım zaten.
Murat Bey gülümseyerek “Abi harikasın” dedi. Burayı 700 TL’ye havada kiraya veririz. Yazın onbeş günlüğüne 1000 – 1500 TL ödeyenler var bu yerlere. Çoğu kimsenin senin gibi vizyonu açık değil. Yılda iki hafta gelirler buraya. Kimseye de güvenmezler. Evler bakımsızlıktan havasızlıktan çürür sonra. Sonra da yazlık iyi yatırım değil derler. Halbuki buraya yabancılar sürekli yatırım yapıyor. Değiştirmeleri gereken esas kendi bakış açıları.
Adnan Bey, “Saol Muratcım ama ben her zaman buraya gelip ilgilenemem o yüzden uzun vadeli bir kiracı bakıyorum. Senden tek isteğim bana güvenilir bir kiracı bulman. Özellikle buralarda otellerde çalışan kişilerin uygun olabileceğini düşünüyorum ben”dedi.
         Abi sen hiç merak etme. Sahil kenarı silme beş yıldızlı otelle dolu. Burada çalışan birçok kişi var. Otellerin çoğunun yöneticisi de arkadaşım. Sana güvenilir bir kiracı ayarlarım.
         Teşekkür ederim bu konuda sana güveniyorum.
Adnan Bey, ilk Ankara otobüsünden bilet ayırtmak için turizm acentasının telefonunu tuşladı. Telefondaki kişi saat 17:00 uçağı için yer olduğunu söyleyince rezervasyon yaptırdı. Murat Beyle el sıkışıp ofisten ayrıldı. Yaklaşık üç saati vardı. İlçe merkezinde ufak bir yürüyüş ve yemek için yeterli bir süreydi. Her zamanki gibi bu güzel havayı içine çekmek için ilçe merkezindeki daha önce yemeklerine ilişkin tüyosunu aldığı kebapçının dışarıdaki masalarından birine oturdu. Garsona siparişini verdikten sonra güzel haberi eşiyle paylaştı.
Bir Hafta Sonra
Adnan Bey işyerinde çalışmaktadır. Telefonu çaldığında arayanın emlakçı Murat Bey olduğunu görür.
         Abi hayırlı günler
         Merhaba Muratcım nasılsın
         Çok saol abi, uğraşıyoruz. Sana güzel bir haber vermek için aradım
         Hayırdır
         Evine çok uygun bir kiracı buldum. İstediğin gibi buradaki beş yıldızlı otellerden birinde karı koca çalışıyorlar. Uzun süreli bir ev arıyorlar. Tamam dersen evi kiraya vermeyi düşünüyorum
         Hay hay ama güvenilir birileri değil mi…
         Abi hiç kuşkun olmasın ben arkadaşa kefilim.
         Tamam o zaman ben ilk fırsatta geliyorum sözleşmeyi imzalamak için. Ha bu arada kirayı kabul ettiler mi…
         Evet abi 700 TL
         Tamam
Ertesi gün Adnan Bey yola çıkar ve bir gün içinde sözleşmeyi imzalayıp geri döner. Ayın onbeşinde hesap ekstresini kontrol eder. Şu ibareyi görür.
         Eksi 700 TL ev kredisi birinci taksidi
         Artı 700 TL ev kirası
Adnan Bey gülümser ve tekrar çalışmasına devam eder.
Kategoriler
Genel

2011’de Para Kazanmanın Yolları!

Cuma günü gönüllerin müdürü TEB Alsancak şubesi müdürü Ayda hanım ile bir söyleşi yapacağım. Geçen sene benzer bir söyleşide kendisini ağlatmıştım, umarım bu sefer güldüreceğim.

Kendisiyle konuşacağımız konular;
– Biraz param var; bankalar faiz vermiyor, 2011’de neye yatırım yapmak lazım?
– Mevduat faizleri bu sene ne olur? Niye?
– Konut kredisi faizlerinde gidişat ne? Geçen sene niye yanıldık? Daha düşer mi, ev almak için bekleyelim mi?
– Yeniden yapılandırma için doğru zaman mı, bekleyelim mi?

Sizin de sorularınız varsa aşağıda yorum kısmına eklerseniz kendisine iletirim.

Kategoriler
Genel

CEBİNİZDEN PARA ÇIKMADAN 140.000 TL’LİK EVE NASIL SAHİP OLUNUR?

Banu’nun bir arkadaşının başından geçen gerçek bir hikaye! Hikayenin ilk bölümü aşağıda, sonu nasıl bitiyor ben de bilmiyorum ama çok çok çok merak ediyorum. Harika bir başlık! Buyrunuz…

CEBİNİZDEN PARA ÇIKMADAN 140.000 TL’LİK EVE NASIL SAHİP OLUNUR?
Bir İlkbahar Hikayesi – Bölüm 1
Adnan Bey çayından bir yudum aldı. Oturduğu pastanenin çörekleri güzeldi. Açık havada yaptığı bu ufak kahvaltı ona yetti. Bir çay daha söyledi garsona. Sabah mahmurluğunu daha yeni atabilmişti. Gazetelere göz attı. Antalyanın bu şirin ilçesinin temiz havasını bir daha içine çekti. Buradaki havayla geldiği Ankara’nın arasındaki muazzam farka inanamadı. Aylardan Mart idi ve Ankarada keskin soğuk havadan burda eser yoktu. Yol boyunca gördüğü mandalina, portakal ağaçlarıyla buraya bahar çoktan gelmişti. Hava da inanılmaz yumuşaktı. Bir kez daha ilerde buraya yerleşmenin iyi bir fikir olduğuna inandı.
Adnan Bey eşi ve çocuklarıyla birlikte Ankarada yaşıyordu ama küçüklüğünden beri Antalyada bir yer alma hevesi vardı. Esasında birikmiş bir parası da yoktu ama yine de gelip buraları görmek istedi. Gece 11’de Ankaradan otobüse bindi bir süre sonra da uyuyup kaldı. Gözlerini açtığında otobüs Manavgat sapağından sağa dönmüş Antalyaya doğru hızla yolalıyordu.
Serik’e indiğinde daha sabah 6’yı biraz geçiyordu. O da biraz otogarda oyalandıktan sonra ilçenin merkezindeki pastanelerin birine oturmaya karar verdi. Elinde internetten beğendiği evlerin bir listesi vardı onlara tekrar göz attı. Saat 9’a kadar pastanede oturduktan sonra elindeki listedeki evleri tek tek dolaşmaya karar verdi.
İlanların olduğu emlak ofisine girdi. Biraz sohbet ettikten sonra emlakçıya niyetini anlattı. Emlakçı hemen 4-5 yer gezdirebileceğini söyledi. Emlakçının arabasına atlayıp, birlikte evleri gezdiler. Evlerden hiçbiri internette göründüğü kadar iyi durumda değildi. İkisi nerdeyse rutubetten çürüme durumundaydı. İkisinin ciddi masrafa ihtiyacı vardı. Sadece birini olabilir diye değerlendirdi. Ona istenen parayı da çok buldu.
Ordan ayrıldıktan sonra başka bir emlakçıya gitti. Benzer muhabbetler orada da yapıldı. Birkaç iyi ev denk getirdi ama emlakçılar bunları yabancıya satma niyetinde olduğundan fiyatları yüksek tutuyorlardı. Onlardan da vazgeçti.
Öğlene kadar iki üç emlakçı gezdi. Daha sonra sahilde bir restaurana oturdu. Yemeğini yerken bir yandan da sabahın muhasebesini yaptı. Yeni yapılmış güzel evler vardı ama fiyatları genel olarak yüksek buldu. Ama buraya kadar gelmişken hemen pes etmek olmaz diye düşündü. Güzel bir ev bulmayı kafasına koymuştu.
Bütün öğleden sonra emlakçıların peşinde ev gezmekle geçti bazı ev sahipleriyle görüştü ama hiçbiriyle anlaşma sağlayamadı. Akşam saatlerinde otele dönüp yemeğini yedikten ve biraz TV izledikten sonra uyuyup kaldı.
Ertesi sabah resepsiyonun telefonuyla uyandı. Resepsiyona günaydın dedikten sonra önceki gece kendisini sabah 8de kaldırmalarını istediğini hatırladı. Hemen duşa girdi ve traşını oldu. Üstünü değiştirdikten sonra kahvaltı için aşağıya indi. Açık büfe kahvaltıdan tabağını doldurduktan sonra çayını da alıp bahçede düzenlenmiş masalara oturdu. Kuş cıvıltıları ve iğde kokuları eşliğinde kahvaltısını yaparken bir yandan da düşünüyordu. Dün hiçbir şey istediği gibi gitmemişti. Güzel bir ev bulurum diye birçok ev dolaşmış ama iyi bir alternatif denk getirememişti. Bugün de öğleye kadar daha önceden belirlediği birkaç evi gezmeye yine bir şey çıkmazsa Ankara’ya dönmeye karar verdi.
Yine birkaç emlakçıyı dolaştı ama istediğini bulamadı tam dönüp garaja gitmeye karar vermişken, yazıcıdan aldığı çıktıdaki bir ev dikkatini çekti. Emlakçısına baktı: ML Emlak Real Estate. Aslında olayı çoktan kafasında bitirmişti ama buraya da bakmadan gitmek istemedi. 10 dakikalık bir yürüyüşten sonra ofise girdi.
Merhaba
Merhaba buyrun.
Buralarda satın almak için ev bakıyorum, portföyünüzdeki evler nelerdir….
Emlakçı internetteki sitelerinden ve elindeki ajandadan evleri sıralamaya başladı. Adnan Bey, uzun süre bunları inceledikten sonra teşekkür etti. Kapıdan çıkmaya hazırlanırken emlakçı “Abi bir dakika” dedi. Başka bir dosya çıkardı. “Bu ev elimize yeni geldi. Henüz internete de vermedik. Adamın acil paraya ihtiyacı var o yüzden hemen elinden çıkarmak istiyor. Bir de buraya bakar mısın?”. Adnan bey zaten genel olarak kararlarını hızlı vermeyen, iyice düşünüp, tartan bir insandı. Ev gibi bir alışverişte ise durup dinlemeden anlamadan hızlı bir şekilde karar vermesi imkansızdı. Yine de eve bir bakmak istedi.
Adnan Bey evin bütün fotoğraflarına dikkatlice baktı. Bahçesini salonunu odaları banyoyu mutfağı tek tek detaylıca inceledi. Ev yaklaşık 75 m2’ydi. Ama yeni bir binaydaydı ve zemin kattaydı. Bakımlı görünüyordu. Bir kapısı binanın havuzlu bahçesine açılıyordu. Emlakçı anlatmaya devam etti. Sitenin yabancılara satılmak için hazırlandığını bu yüzden her türlü detayına dikkat edildiğinden bahsetti. Zaten dokuz dairelik bu binada 4 daire yabancıydı. “Ne kadar isteniyor” dedi. “Abi 100 milyar ama yine de ev sahibiyle bir görüşelim”. Bu evi görmek istedi. Emlakçıya “gidelim” dedi.
Yaklaşık 10 dakikalık kısa bir yolculuktan sonra emlakçının arabasıyla binanın önünde durdular. Kapıyı çaldılar. Evde oturan kişi evi satmak isteyen Zeki Beydi. Kapıyı eşi açtı. Eve buyur ettiler. Adnan Bey evi iyice gezdikten, bütün detaylara baktıktan sonra bir kanepeye oturdu. Zeki Beyin eşi, Adnan Beye çay ikram etti. Çay içerken Zeki Bey kendinden bahsetti. Antalya çevresinde otellerin ve binaların su tesisatlarını yapıyordu. Hali vakti yerindeydi. Çalıştığı yerler bu bölge civarında olduğu için o da yaptığı iş karşılığı aldığı bu daireye yaklaşık sekiz ay önce yerleşmişti. Ancak şimdi şartlar değişmişti. Eşi ve çocuklarını Antalya’da yalnız bırakmak istemiyordu. Ayrıca işinden dolayı acil nakit ihtiyacı vardı. O yüzden yaklaşık sekiz ay önce 140.000 TL’ye aldığı bu evi çok daha uygun fiyata vereceğini söyledi. Zeki Bey ayrıca yaptığı iş karşılığı 140.000 TL’ye bu evin kendisine devredildiğini gösteren belgeyi, Adnan Bey’e uzattı.
Adnan Bey evin havuza açılan bahçe kapısından çıktı. Havuzun etrafında dolaşmaya başladı. Bir kişi dikkatini çekti. Hava her ne kadar güzel de olsa Mart ayındalardı ve soğuk sayılırdı. Ama şezlonga uzanan kişiyi hava etkilemiyor gibiydi. Gidip yanına tanıştı. 55-60 yaşlarında olduğunu tahmin ettiği kişi İngiltere’den gelmişti ve adı Michael’dı. Michael İngiltere’de SPA hizmetinde çalışıyordu ve Antalya aşığıydı. “Biz bütün yıl güneşin hasretini çekiyoruz, o yüzden burada soğuk da olsa bu güneşi kaçırmak istemiyorum.”dedi. “Umarım evi alırsınız cok güzeldir buralar” dedi. Daha sonra selamlaşıp ayrıldılar.
1. Bölümün sonu
F.Y.

 

Kategoriler
Genel

Banka faizleri düşüyor; Ev fiyatları artacak mı?

Bu hafta emlakkulisi.com‘da en az 3 kişi sordu; 100.000 TL param var, banka ayda 500 TL veriyor, bankadan parayı çekip ne yapalım?
Faizlerin gidişi konusunda bu hafta gönüllerin müdürü TEB Alsancak şubesi müdürü Ayda hanım ile geçen sene yaptığımıza benzer bir video söyleşi yapacağız ama benim gözlemlerim şöyle;
– İhtiyaçtan ev alanlar için düşük faizler bir fırsat sunuyor; faizler düştükçe daha çok insanın ev alma şansı olacak.
– Bankada parası olup faizle güzel güzel geçinenlerin rahatı bozuldu. O para gidecek yer arıyor şimdi.
– Faizler düştükçe o para gayrimenkule geliyor. Bu da fiyatları yükseltiyor ama son 2 senedir ağzı yanan müteahhitler gelen müşteriyi kaçırmamak için hala çok fiyat yükseltmeye korkuyorlar. Hatta fiyatı geri çekenler bile var, bkz. Soyak!
– Bankadan gelen faiz ile yaşamaya alışanlar daha çok hazır kira getirisi olan gayrimenkullere yönelecekler; bu da son senelerdeki yeni projelerin çoğalması ile şamar oğlanına dönen 2. el konutlarda biraz hareketlenmeye yol açabilir.
– Yatırım için gayrimenkul alanlar istediği kadar çoğalsın, eğer kiralayacak insan yoksa etrafta problem var demektir; ticari gayrimenkullerde kiracının para kazanan bir iş yapması, konutlarda da gençlerin ve yeni evlilerin iş sahibi olması ile sürdürülebilir bir kiralama piyasası oluşabilir.
– Bankalar konut kredisi faizini düşürürken kredi verdikleri kişilerde aradıkları standartları da düşürürlerse, işte esas tehlike o zaman başlar!
2011 emlak sektörü için hareketli olacak gibi!