Sinem sordu hep gayrimenkul ile ilgili mi yazıyorsun diye. Ben de bu hafta bir değişiklik yapıyım dedim.
Geçenlerde bir arkadaşım söyledi, “sana Marrakechten abonman kartı çıkartacaklarmış” diye. Küçüklükten beri bildiğim ama pek tanımadığım Mehmet Özener’in açtığı bu yeni mekana herhalde en fazla gidenlerden birisi oldum.
Pek öyle dünyayı gezme, değişik yerler görme meraklısı biri değilim… olduğum yeri evim yapmayı severim, Amerika’da 10 sene yaşayıp da benim kadar az seyahat eden herhalde olmamıştır ama Chicago’da gittiğim restoranlar ve jazz barlarda kapıdan girdiğimde beni ismimle karşılayan çok mekan sahibi vardır. Marrakech’e aniden bu kadar bağlanmamın sebebi de İzmir’de sonunda kendimi evimde gibi hissedebileceğim bir yer bulmam oldu.
Marrakech Fas’ın en turistik şehirlerinden birisi. Tanrının vatanı dendiği gibi, Kırmızı Şehir de deniyor. Sokakları küçücük olduğu için araba yok. Mehmetin Marrakechi de aynı karakterde. Sizi kapıda evin kızı karşılıyor, çok çok güzel bir abla ama daha ismini öğrenemedim :). 35 kişilik ufacık yemek alanında sıkışmadan ama sanki büyük bir aile gibi yemek yiyebiliyorsunuz. Lounge alanı da yemek sonrası hadi salona geçelim türünden. Bu arada, meraklıları için, çok güzel fal bakan bir garson var ama isim vermicem, çocuk fal bakmaktan iş yapamayacak yakında.
Eğer cuma veya cumartesi akşam yemek sonrası gidiyorsanız en geç 10:30 gibi orada olun. Yemek için sanırım 1-2 hafta beklemek gerekebilir. Cuma akşamları eski İzmirliler yani eski Çeşme 9.5/10/9.5 sakinleri mekanı dolduruyor, yine sıkışmadan. Cumartesi akşamları biraz daha genç ve yeni İzmir’liler var. Hafta içi Çarşamba akşamları hafta ortası nefeslenmek isteyenler için ideal. Perşembe ise cumaya sabırsızlananlar. Yemek kısmı her zaman dolu. Diğer günleri daha görmedim ama yakındır.
Bu mekana Mehmet ve Makomim sihirli değneklerini değdirmeden önce içeriye girenler yerin köhneliğinden korkmuş. 3 aya sıkıştırılmış 12 aylık bir çalışmadan sonra gördüğüm en ferah ufak restoran/lounge ortaya çıkmış. Duvarlardaki aynalar mekanı 10 kat büyük ve canlı yapıyor. Havalandırma müthiş ama yine de eve gidince üzerinize sinmiş sigarayı kokluyorsunuz. Yukarıya doğru çıkan biraz dar merdiven size bir minareye çıkıyormuşsunuz havası veriyor. Tuvaletler her zaman temiz ve aydınlık.
Mekanın inşaatçı gözüyle değerlendirmesini yapmayacağım ama bu kadar kısa sürede bu kadar detaylı ve zahmetli bir proje daha kaliteli ve titizlikle yapılmazdi bence.
Son olarak da, Mehmet’i herkes bilir ama bence o adamdan 5-6 tane falan var. Tüm gece boyunca mekana gelen herkesle muhabbet ediyor, espri yapıyor, ciddi konulara dalıyor ve hiçbir muhabbeti de unutmuyor. En az müşterileri kadar içiyor ama en son o terkediyor. En çok da o eğleniyor, hele misafirleri olarak gördüğü müşterileri Tanju Okan’ın koy meyhaneci şarkısını eller havada söylüyorlarsa. Ne yapın edin, Mehmet’e internetten keşfettiği o ufak kızın şarkısını çaldırtın.
View Larger Map